Prostat Kanseri Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerindendir. Hastalık daha genç yaşlarda görülmekle birlikte, daha çok 55 yaş üzerindeki erkeklerde görülür.
İnsan vücudunda bulunan hücreler, vücudun gereksinimine göre bölünerek çoğalır. Görevlerini tamamlayan hücreler daha sonra parçalanarak yok olurlar. Eğer hücreler vücudun ihtiyacı olmadığı halde bölünmeye devam ederse, sayıları giderek artar ve dokuda büyüme meydana gelir. Dokudaki aşırı büyüme sonucu, tümör adı verilen kitle oluşur. Tümör dokusu iyi huylu ya da kötü huylu özellikte olabilir.
İyi huylu tümör dokusu kanser değildir. Bu kitleleri oluşturan hücreler vücudun diğer bölgelerine yayılmazlar. Yani metastaz yapmazlar. İyi huylu prostat büyümesi (benign prostat hiperplazisi) böyle bir hastalıktır. İdrar kanalını çevreleyen prostat hücreleri çoğalarak mesane çıkımını tıkar. Bu durum idrar akımına engel olur. İyi huylu prostat büyümesi yaşlanmayla birlikte görülür. 70’li yaşlardaki erkeklerin yaklaşık yarısında görülür. Tedavisinde ilaç ya da cerrahi yöntemler kullanılır.
Kötü huylu tümör dokusu ise kanserdir. Kanser hücrelerinin iyi huylu tümör hücrelerinden en önemli farkı, vücudun diğer bölgelerine yayılabilme özelliğidir. Bu hücreler kan ya da lenf dolaşımlarıyla vücudun değişik kısımlarına ulaşır ve buralarda yeni kanser odakları oluşturur. Bu duruma metastaz denir.
Prostat dokusundan gelişen kansere prostat kanseri adı verilir. Kanser, prostat bezinin içerisinde sınırlı kalabileceği gibi, etraftaki lenf bezlerine de yayılabilir. Ayrıca kan yoluyla kemik ve akciğerlere de yayılabilir. Kanser kemik ya da akciğer gibi vücudun başka bir yerine yayıldığında hastalığa Metastatik Prostat Kanseri adı verilir.
Prostat Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Geç dönem prostat kanseri hastalarında en önemli şikayet sırt, kalça ve bacak ağrılarıdır. Ancak bu şikayetler prostat kanseri dışındaki durumlarda da görülebilir.
- Sık sık idrar yapma ihtiyacı
- İdrar yapmaya başlamada gecikme
- İdrar yapmanın bitiminde idrarın damla damla akmaya devam etmesi
- Hiç idrar yapamama
- Zayıf, ince veya kesik kesik idrar yapma
- İdrar yaparken yanma
- Cinsel ilişkide ağrılı boşalma
- İdrarda ya da menide kan görülmesi
Prostat Kanseri Tanısı Nasıl Konur?
Prostat kanseri tanısı ve tedavisi üroloji uzmanı tarafından yapılır. Üroloji doktoru, öncelikle hastayı dinler, gerekirse ona bir takım sorular sorar. Daha sonra hastayı muayene eder ve bazı laboratuvar testleri isteyebilir. Kanser tanısında kullanılan yöntemler şunlardır;
Parmakla Rektal Muayene
Prostat büyümesi, kanseri ve iltihabı gibi prostat hastalıklarının tanısında kullanılan en önemli muayene yöntemidir. Doktor eldiven giyip işaret parmağının ucuna vazelin gibi bir kayganlaştırıcı madde sürer ve parmağını makata sokarak prostatı muayene eder. Prostat muayenesi, prostatın büyüklüğü ve kıvamı hakkında doktora bilgi verir.
PSA Testi
Prostat hastalıklarının tanısında kullanılan bir başka önemli tanı yöntemidir. Prostat Spesifik Antijen (PSA), prostattan salgılanan ve kana belli oranda geçen bir proteindir. Prostat kanseri, prostatın iyi huylu büyümesi ve prostatın iltihabı gibi durumlarda kandaki PSA değeri yükselebilir. Kan PSA düzeyindeki her yükselme, mutlaka o kişide kanser olduğu anlamına gelmez. Ancak PSA düzeyi hastanın kanser yönünden incelenmesinin gerekliliği konusunda doktora yol gösterir.
Prostat Biyopsisi
Eğer muayenede şüpheli bir durum tespit edildiyse ya da kan PSA değeri normalden yüksek çıktıysa, mutlaka prostat biyopsisi yapılarak prostat dokusu incelenmelidir. Prostat kanserinin kesin tanısı ancak prostat biyopsisi ile konur. Biyopsi işlemi makat yolundan girilerek yapılır. Klasik iğne biyopsisi ve füzyon prostat biyopsisi olmak üzere iki çeşit biyopsi yöntemi bulunmaktadır. Füzyon prostat biyopsisi makalemizde detaylarını okuyabilirsiniz.
Biyopsi sırasında prostat bezinden alınan doku parçaları, patoloji uzmanı tarafından mikroskop altında incelenerek kanser hücreleri olup olup olmadığı araştırılır. Eğer kanser dokusu tespit edilirse, kanserin derecesi belirlenir. Gleason skoru adı verilen derecelendirme sisteminde, kanser hücrelerinin normal prostat dokusuna ne kadar benzediği araştırılarak skorlama yapılır. Kanser, bu sisteme göre 2 ile 10 arasında bir skor alır. Skor ne kadar düşük olursa, kanserin büyümesi ve yayılması daha yavaş olur.
Prostat Kanserinde Evreleme Nasıl Yapılır?
Prostat kanserinde uygulanacak olan tedavi, hastalığın evresine bağlı olarak değişir. Bu yüzden öncelikle hastalığın doğru bir şekilde evrelemesinin yapılması gerekir. Evreleme kısaca hastalığın vücuttaki yaygınlığı anlamına gelir. Hastalık ne kadar çok yaygınsa, evresi o kadar yüksektir. Evreleme için her hastada gerekmemekle beraber, akciğer grafisi, bilgisayarlı tomografi, kemik sintigrafisi, manyetik rezonans görüntüleme gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır.
Prostat Kanseri Tedavisi Nasıldır?
Prostat kanseri tedavisi o hastaya özel bir şekilde planlanır. Hastanın genel sağlık durumu, yaşı, yaşam beklentisi, tercihi tedavi seçimini etkileyen faktörlerdir. Seçilecek olan tedavi hastalığın yaygınlığına yani evresine ve kanser hücrelerinin derecesine göre belirlenir. Ayrıca uygulanacak olan tedavinin olası yan etkileri hastaya anlatılarak onun da düşüncesi dikkate alınmalıdır.
Prostat kanserine yakalanan kişiler, herhangi bir tedavi uygulanmadan düzenli bir şekilde takip edilebilirler ya da ameliyat, radyoterapi (ışın radyasyon) ve hormon tedavileri uygulanabilir. Bazı hastalarda, bu tedavilerin bir veya birkaçı birlikte uygulanabilir. Uygulanacak olan bu tedavilerin, hastanın cinsel yaşamı, idrar yapma ve yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
Prostat Kanserinde Uygulanan Tedavi Seçenekleri Şunlardır;
Aktif İzlem
Kanser çoğu zaman yavaş seyirli olan bir hastalıktır. Bu yüzden her prostat kanseri hastasının tedavi edilmesi gerekmeyebilir. Kanseri vücudun başka yerlerine yayılmamış ve ciddi başka sağlık sorunları olan, özellikle ileri yaştaki kişilerde kanser tedavi edilmeyebilir. Çünkü uygulanacak olan tedavi olası yan etkilerinden dolayı, bu hastalara yarardan çok zarar verebilir. Bu durumdaki hastalar aktif izlem adı verilen bir takip programına alınabilir. Aktif izlemde hastaya hiç bir tedavi uygulanmaz. Hastadan belirli aralıklarla bazı tetkikler istenir. Takip sırasında, tetkik sonuçlarına göre gerekirse hastaya tedavi başlanır.
Ameliyat
Prostatın ameliyat ile çıkarılması işlemidir. Kanserin erken evresinde sıklıkla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Prostat bezinin tamamının çıkarılması için uygulanan ameliyata ‘Radikal Prostatektomi’ adı verilir.
Radikal prostatektomi, prostatla sınırlı olduğu düşünülen kanserlerde, hastanın beklenen yaşam süresi 10 yılın üzerinde ise uygulanır. Radikal prostatektomi ameliyatı açık ya da robotik yöntemler ile yapılabilir. Ameliyat sonrası geçici ya da kalıcı idrar kaçırma, cinsel ilişki için yeterli sertleşmenin olmaması (erektil disfonksiyon) ve idrar kanalında darlık olabilir.
Radyoterapi (Işın Radyasyon) Tedavisi
Radyoterapi Işın Tedavisi, Prostat kanserinde kullanılan bir başka tedavi yöntemidir. Radyasyon (ışın) tedavisinde amaç, kanser hücrelerinin yüksek enerjili radyasyon ışınlarıyla yok edilmesi ve büyümelerinin durdurulmasıdır. Erken evredeki prostat kanserinde ameliyat yerine kullanılabilen ışın tedavisi, bazı durumlarda ameliyat sonrası prostat yatağında kalmış olabilecek kanser hücrelerini yok etmek için de uygulanır. Yine radyasyon tedavisi, kanserin diğer organlara sıçradığı durumlarda, bu alanlara da uygulanabilir.
Radyasyon ya vücuda dışarıdan bir makine aracılığıyla (eksternal radyoterapi, dıştan radyasyon) verilir, ya da radyoaktif bir çekirdek prostat dokusu içine yerleştirilerek (içten radyasyon, brakiterapi) doğrudan kanser dokusuna verilebilir. Bazı durumlarda ise bu iki radyasyon tekniği birlikte de kullanılabilir.
Dıştan radyasyon tedavisi bir hastane ya da klinikte günü birlik yani hastanın yatması gerekmeden uygulanır. Işın tedavisi çoğu kez haftada beş gün olmak üzere toplam altı-sekiz hafta uygulanır. İçten (brikaterapi) radyasyon tedavisinde prostat dokusu içerisine ışın yayan çekirdeklerin yerleştirilmesi aşamasında hastanın bir süre hastanede yatması gerekir.
Çekirdeklerin yerleştirilmesi işlemi o bölge uyuşturularak yapılır. Bilgisayarlı tomografi ya da transrektal ultrasonografi eşliğinde çekirdekler özel iğnelerin yardımı ile prostat dokusu içine yerleştirilir. Bu çekirdekler
geçici olabileceği gibi kalıcı da olabilir. Geçici olarak yerleştirilen çekirdek daha sonra çıkarıldığında vücutta hiçbir radyasyon kalmaz. Kalıcı olarak yerleştirilen çekirdeğin içerdiği radyasyon, çevredeki insanlara herhangi bir zarar vermez.
Prostat Kanseri Tedavisinde Hormon Tedavisi
Kanser hücreleri büyüyebilmek için erkeklik hormonuna ihtiyaç duyar. Bu yüzden, vücutta erkeklik hormonu üretiminin veya hormonun hücrelere girişinin engellenmesi prostat hücrelerinin gerilemesine yol açar. Hormon tedavisi ameliyat ve ilaçla olmak üzere iki farklı şekilde uygulanır. Ameliyatla hayaların (testislerin) alınmasına ‘Orşiektomi’ adı verilir. Orşiektomi ile erkeklik hormonunun ana kaynağı olan testisler ortadan kaldırılır.
Hormon tedavisinin diğer şekli ise ilaç kullanımıdır. Erkeklik hormonunu azaltıcı ilaçlar, aylık yada üç aylık olmak üzere iğne şeklinde uygulanır. Bu ilaçlar testislerin erkeklik hormonu üretmesini engellerler. Orşiektomi sonrasında ya da erkeklik hormonunu azaltıcı ilaçlar ile testislerden erkeklik hormonu üretimi durur. Ancak böbrek üstü bezleri de az miktarda erkeklik hormonu üretimini sürdürmeye devam eder. Buradan üretilen erkeklik hormonlarının etkisini engellemek için bazı ilaçlar kullanılabilir.
Kemoterapi
Kanser hücrelerinin çoğalması hormon tedavisi ile bir süre kontrol edilebilir. Bu
dönem genellikle 2 yıl kadar sürer. Ancak zaman içinde kanser hücreleri, erkeklik
hormonu olmadan da tekrar büyüyebilme özelliği kazanır. Bu duruma hormona dirençli prostat kanseri adı verilir. Bu durumda hormon tedavisi artık yetersiz kalır. Bu yüzden farklı bazı ilaçlar kullanılarak ek tedaviler uygulanmalıdır.
Sinir Koruyucu Robotik Cerrahi İle Ereksiyon Sorunundan Korunma Nasıl Olur?
Prostatın çok önemli sinirlerle komşuluğu vardır. Penis sertleşmesini sağlayan sinirler prostatın her iki yanından geçmektedir. Bu sinirler penis içine dağılırlar. Cinsel uyaran olduğunda, penisin içindeki düz kas yapılarını gevşetirler. Kasların gevşemesiyle birlikte, penis içindeki basınç düşer, peniste bulunan kan havuzcukları genişler. Bu durum kanın penis içine dolmasına neden olur. Kanla dolan penis ise uzayıp kalınlaşarak ilişkiye girmek için gerekli sertliğe ulaşır.
ameliyatı sırasında, prostatın her iki yayında bulunan bu sertleşme sinirleri yaralanabilir. Bu yüzden bu hastalarda radikal prostatektomi ameliyattan sonra sertleşme problemi sık görülür.
Prostat bezi içindeki kanser dokusu bazen bu sinirlerin çok yakınından geçer ya da bu sinirleri istila etmiş olabilir. Dolayısıyla böyle durumlarda prostat bezi ile birlikte sinirler de çıkarılır. Eğer prostatın her iki yan tarafında bulunan sinirler çıkarılırsa, hastada sertleşme sorunu olması kaçınılmaz bir durumdur. Bu hastalara mutluluk çubuğu olarak da bilinen penil protez takılır.
Bazı hastalarda ise “Sinir Koruyucu” ameliyat adı verilen bir ameliyat türü uygulanabilir. Sinirler tek taraflı ya da çift taraflı olarak korunur. Robotik cerrahide, ameliyat sahası 15 kat büyütülmüş olarak görüldüğü için, prostat çevresindeki sinirler daha iyi görülmekte ve zedelenme ihtimali açık cerrahiye göre azalmaktadır. Bu nedenle robotik cerrahi sonrası sertleşme problemi daha az oranda karşımıza çıkmaktadır.
Prostat Kanseri Sonrası Cinsel Yaşam
Sinirlerin korunduğu hastalarda da ameliyattan sonra birkaç hafta, bir yıl ya da daha uzun bir süre sertleşme sorunu yine de yaşanabilir. Bunun nedeni, ameliyat sırasında sertleşmeyi sağlayan kaslar ve kan damarlarında görülen yaralanmalardır. Sinir koruyucu ameliyat uygulanan hastaların yaklaşık yarısı, ameliyat öncesi cinsel fonksiyonlarını ameliyattan sonraki ilk yıl içinde tekrar kazanabilir. Bu düzelmeyi hızlandırmak için prostat kanseri ameliyatı geçiren hastalara ameliyat sonrası erken dönemde penis kanlanmasını artırıcı ve penis kaslarını gevşetici ilaçlar verilir.
Özet olarak; postat kanseri ameliyatı sonrası cinsel yaşam, hastalığın evresine, uygulanan ameliyat tekniğine ve cerrahın tecrübesine göre değişir. Görülen setleşme bozukluğunun altta yatan nedeni, penisin sertleşmesini sağlayan sinir ve damarlardaki hasardır. Sinirler korunduğunda sertleşme sorunu daha az görülür. Ancak sinirleri korumak, kanserin prostat içindeki yeri nedeniyle her zaman mümkün olmayabilir. Sinirlerin korunmadığı hastalara penil protez (mutluluk çubuğu) takılması tek tedavi yöntemi olarak uygulanmaktadır. Sinirlerin korunduğu hastalarda da sertleşme sorunu yaşansa da genellikle ameliyattan sonraki 6 ay-1 yıl içinde bu problem düzelebilmektedir.